top of page
  • asu somer

“Her şey Dolu ve Boş”



Taocu Analiz: Yin ve Yang ile tanışmak

Yazan: Paul Grilley | Türkçeye Çeviren: Asu Somer


İnsan bedenini incelerken üzerinde konuşabileceğimiz pek çok şey vardır. Gray’s Anatomy kitabının otuzuncu baskısı neredeyse 1700 sayfa. Ve bu sadece bedenin bölümlerinin tarifidir. Fizyoloji üzerine ders kitapları ise binlerce sayfalara ulaşır. Ancak Hatha Yoga uygulayıcılarını en ilgilendiren soru şudur: “Bedenim nasıl hareket ediyor?”, daha da doğrusu “bedenim niye benim istediğim gibi hareket etmiyor?”


Bu soruya yanıt vermek için eklemlerimize bakacağız. Eklemi oluşturan pek çok doku var: kemik, kas, tendon, ligament, sinoviyal sıvı, kıkırdak, yağ ve bursa adı verilen sıvı kesecikleri. Bizim amacımız için üç tanesini dikkate almamız yeterli: kas, bağ doku ve kemik. Bu dokuların esneklik yapıları birbirinden farklıdır ve her biri yoga pozları ile üzerilerine uygulanan kuvvete farklı yanıt verirler. Yogiler bu dokuların farklılıklarını hissetmeyi öğrenerek, kendilerini birçok hayal kırıklığı ve muhtemel incinmelerden koruyabilirler.


Taocu Felsefe

Eklem hareketinin analizine başlamadan önce birkaç adım geri gelerek, çok eski Taocu kavramlar olan Yin ve Yang ile yeniden tanışacağız. Burada konudan bir süreliğine ayrılmamızın sebebi, Yin ve Yang kavramlarının sadece insan bedeninin dokularını açıklamak için de değil; insan düşünce ve eylemlerinin tüm alanlarını açıklamak için son derece yararlı olmalarıdır. Eğer Taocu düşüncenin daha geniş etkilerini öğrenmek için zaman ayırırsak, buradan benzer terim ve fikirleri kullanarak araştırmalarımızı pranayama ve meditasyona doğru genişletebiliriz. Aslında görmeliyiz ki, Evren’deki her şey Yin ve Yang olarak tanımlanabilir. Ve her şeyi bu şekilde tanımlamayı alışkanlık haline getirerek, hızlı, kolay, siyah veya beyaz yanıtların ötesine bakmayı öğrenecek ve her şeyin, birbirinin en zıttı görünenlerin bile birbiriyle ilişkili olduğunu görmeye başlayacağız

Boş mu Dolu mu?

Taoizm, Evrenin “şeylerini” veya “isimlerini” analiz etmeye gelince Budizm ve Vedanta ile aynı temel içgörüleri paylaşır. Bu içgörü hiçbir şeyin kendi başına var olmadığıdır. Örneğin, bir ağaç, kendi başına var olamaz. Gökyüzü’nden havaya, Toprak’tan suya ve Güneş’ten ışık ve ısıya ihtiyaç duyar. İçine kök salacağı bir Toprak olmadan bir ağaç var olamaz. Toprak hayat alacağı bir Güneş olmadan var olamaz. Güneş içinde olacağı bir Uzay olmadan var olamaz. Var olan hiçbir şey diğer herşeyden tamamen bağımsız değildir: ne bir ağaç, ne bir taş ve ne de bir insan.


Budistler ve Vedantistler her şeyin birbiriyle ilişkili olduğu temel içgörüsünü paylaşsalar da, her şeyin nihai doğasını kavramada zıt sonuçlara varırlar. Budistler “ Şeyler yoktur” derler. Vedantistler “Tüm şeyler aslında Bir Şeydir” derler.

Budist “Şeyler yoktur, çünkü onların toprak, hava, su ve ışık örtülerini kaldırmaya çalışırsak geriye hiçbir şey kalmaz” der.

Vedantistler “Tüm ‘şeyler’ aslında ‘Bir Şey’dir çünkü her şey bir diğerinden doğar veya bir diğerinin içinde yok olur” derler.


Budistin vardığı sonuç şudur: “Her şey Boş veya Sunya’dır.”

Vedantistin vardığı sonuç şudur: “Her şey Dolu veya Purna’dır.”

Ama Taocu der ki “Her şey ‘Dolu’ ve ‘Boş’tur.


Taocular der ki : “Tüm ‘şeyler’ karşıtların zıtlığıyla var olurlar. Bu karşıtlara Yin ve Yang diyoruz. Bu karşıtları birbirlerinden bağımsız düşünemeyiz.” Bir Taocu şu soruyu sorar: “Bir oda yaratmak için hangisi daha temeldir: duvarlar mı yoksa içindeki alan mı?” Şüphesiz ki, bir oda oluşturmak için hem sağlam duvarlar hem de boş alan aynı derecede gereklidir. Onlar birbirini tanımlarlar. Duvarlar olmadan içindeki alan tüm boşluğun bir parçasıdır ve ayırt edilemez. İçindeki alan olmadan, geriye kalanlara duvar demek de anlamsızdır, çünkü sadece katı bir kütleden ibarettirler.

Taocular karşıtların birbirini tanımladığını söylerler. Kullandığımız kelimeler, karşıtları olmadan bir anlam ifade etmezler. Büyük, aydınlık ve sıcak gibi kelimelerin anlamları, karşıtları olan küçük, karanlık ve soğuk ile tanımlanır. Taocular bu karşıt özellikleri Yin ve Yang olarak adlandırırlar. Aşağıdakiler Yin ve Yang için birkaç örnektir:


• Duyularla algılanan her şey, bir nesnenin Yang tarafıdır.

• Duyularla algılanamayan her şey, bir nesnenin Yin tarafıdır.

• Yang şeyler aydınlık, sıcak, yumuşak ve değişkendir.

• Yin şeyler karanlık, soğuk, sert ve değişmezdir.

• Yang’ın simgesi sıcak, aydınlık, açık bir tepe doruğudur.

• Yin’in simgesi soğuk, karanlık, gizli bir mağaradır.

• Bir tepenin güneşli yüzü Yang, karanlık yüzü Yin’dir.

• Gökyüzüne yakın olan Yang’dır.

• Yeryüzüne yakın olan Yin’dir.

Her şey görecelidir

Yin ve Yang terimlerini kullandığımız zaman bunların mutlak değil göreceli kavramlar olduğunu akılda tutmalıyız. Odanın duvarları sert olduğu için Yin’dir ve içindeki alan boş olduğu için Yang’dır diyebiliriz. Ancak aynı zamanda, “Duvarlar doğrudan algılanabildiği için Yang’dır ve içindeki boşluk doğrudan algılanamadığı için Yin’dir” de diyebiliriz. Yin ve Yang kelimelerini kullanırken bağlam her şeydir.


Yin ve Yang’ı bedenlerimizin nasıl hareket ettikleri ile ilgili olarak kullanacaksak, bağlam eklemlerimizin elastikliğidir. Eklemlerini oynattıklarında Yogiler’in dikkate alması gereken üç doku vardır ve her birinin elastikliği farklıdır. Her biri Yoga pozlarının yarattığı kuvvete farklı yanıt verirler. Yin dokuları Yin yöntemlerle, Yang dokuları Yang yöntemlerle çalıştırmayı öğrenmek istiyoruz. Kemikler Yin, Kaslar Yang’dır ve Bağ Dokusu ise bu iki uç noktanın arasında yer alır. Bir sonraki makalede bu farklılıkların üzerinde duracağız.


142 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page