top of page
  • asu somer

Atiśa'nın Kalbi



Belki bazılarınız duyurularda karşılaştı; dostum Vardha, kendi sadhanası olarak uyguladığı Atiśa kalp meditasyonunu herkesin katılımına açık olarak sunmaya başladı. Ben de, bu oldukça basit ama güçlü şefkat çalışmasına, elimden geldiğince türkçe çeviri yaparak destek olmaya çalışıyorum.


İşte bu vesileyle Atiśa kalp meditasyonu hakkında bir yazı olsun bu.


Bu meditasyon, üç aydınlanmış üstattan öğrenme ayrıcalığına sahip olmuş Tibetli büyük bir üstat olan Atiśa tarafından dünyaya hediye edilmiş. Atiśa, her türlü ızdırabı kaldırma ve mutluluğa dönüştürme kabiliyeti olan kalbin gizemli gücünü keşfetmiş.


Korkularımızı, acılarımızı bırakmayı kolaylaştıran ve içimizde neşenin akmasına izin veren dönüşümsel bir uygulama bu. Güvenli ve elverişli bir ortamda, üzücü anılarımızı, kederimizi yeniden yaşamamız ve iyileşmemiz kolay hale gelir. Atiśa kalp meditasyonunu günlük hayatımızda zor ve acı verici anılardan çıkmak ve daha fazla sevgi, mutluluk, neşe, huzur ve coşku almak için kullanabiliriz.


Kalp dönüştürür:

Kalbin işi, tüm enerjiyi sevgiye dönüştürmektir. Hepimizin yüreğinde mor bir alev yanmaktadır; sihrinin kendiliğinden gerçekleşmesi için onu açmamız yeterlidir. Onu açacak anahtar ise 'izin vermektir'.


Atiśa Kalp Meditasyonunun tekniği oldukça basittir. Acıya karşı savaşmak, onu görmezden gelmek, ondan kaçınmak veya reddetmek yerine, acıyı kucaklamamız, ruhumuzun ihmal edilen tüm yönlerini kalbimize çağırmamız ve kalbin işini yapmasına izin vermemizden ibarettir.


 

Osho bu meditasyon hakında şöyle demiş:


''Batı'nın sözde pozitif düşünürlerini okumuş veya duymuş olabilirsiniz. Derler ki, “Nefes verdiğinizde, tüm mutsuzluğunuzu ve olumsuzluğunuzu atın; ve nefes aldığınızda, neşe, pozitiflik, mutluluk, neşe için nefes alın.”


Atiśa'nın yöntemi bunun tam tersidir: Nefes aldığınızda, dünyadaki tüm varlıkların tüm sefaletini ve ızdırabını -geçmiş, şimdi ve gelecek- içinize çekin. Nefes verdiğinizde, sahip olduğunuz tüm neşeyi, sahip olduğunuz tüm mutluluğu, sahip olduğunuz tüm kutsamayı dışarı bırakın. Nefes verin ve kendinizi varoluşa akıtın. Merhametin yöntemi budur: Tüm acıları için ve tüm nimetleri boşaltın.


Ve bunu yaparsanız şaşıracaksınız. Dünyanın tüm acılarını içinize çektiğiniz an, onlar artık acı değildir. Kalp enerjiyi anında dönüştürür. Kalp dönüştürücü bir güçtür: sefaleti içer ve onu mutluluğa dönüştürür… sonra onu boşaltır.


Kalbinizin bu sihri, bu mucizeyi yapabileceğini öğrendikten sonra, bunu tekrar tekrar yapmak istersiniz. Deneyin. En pratik yöntemlerden biridir – basit ve anında sonuç verir. Bugün yapın ve görün.[…]



Üç zehir ya da sonsuz erdemin üç temeli olabilecek üç nesne vardır. Atiśa içsel bir simyadan bahsetmektedir: Zehir nektar olabilir, basit metal altına dönüşebilir.


Bu üç nesne nedir? Birincisi tiksinme/nefret, ikincisi bağlılık ve üçüncüsü kayıtsızlıktır. Zihin böyle çalışır. Sevmediğiniz şeylere karşı tiksinti duyarsınız, hoşunuza giden şeylere bağlılık hissedersiniz ve nefret etmeyip hoşlanmadığınız şeylere karşı da kayıtsız kalırsınız. Bunlar üç nesnedir. Bu üçü arasında akıl vardır. Üç ayaklı zihin denilen tripod: tiksinme, bağlanma ve kayıtsızlık. Ve eğer bu üçünü olduğu gibi yaşıyorsanız, zehir içinde yaşıyorsunuz demektir.


İşte böyle bir cehennem hayatı yarattık. Tiksinme, hoşlanmama, nefret, iğrenme – cehenneminizin üçte birini yaratır. Bağlanma, hoşlanma, tutunma, sahiplenme – cehenneminizin ikinci üçte birini yaratır. Ve ne çekildiğiniz ne de iğrendiğiniz her şeye kayıtsızlık - bu, cehenneminizin üçüncü üçte birlik bölümünü yaratır.


Sadece zihnine dikkat et, zihnin böyle işler. Her zaman, “Bunu sevdim, bundan hoşlanmadım ve üçüncüsüne kayıtsızım” der. Bunlar zihnin hareket etmeye devam ettiği üç yoldur. Zihnin rutini budur.


Atiśa der ki: Bunlar üç zehirdir, ancak erdemin temeli de olabilirler. Bunlar nasıl büyük erdemin üç temeli olabilirler? Merhamet niteliğini getirirsen, ızdırabı emme sanatını öğrenirsen, eğer dünyanın tüm ızdırabı nefesine binmiş geliyorsa, o zaman nasıl geri çevrilebilirsin? Nasıl bir şeyden hoşlanmayabilirsin ve nasıl bir şeylere kayıtsız kalabilirsin? Ve nasıl herhangi bir şeye bağlanabilirsin? Dünyadaki tüm acıları kayıtsız şartsız alıyorsan, içiyorsan, kalbinde çekiyorsan ve bunun yerine koşulsuz olarak, tüm varoluşa nimetler dökerken -hatırla; belirli birine değil, sadece bir insana değil, herkese, tüm varlıklara, ağaçlara ve kayalara, kuşlara ve hayvanlara, tüm varoluşa, maddi, maddi olmayan- koşulsuz nimetler saçarken, nasıl bağlanabilirsin?


Bağlanma, isteksizlik, kayıtsızlık: hepsi bu küçük teknikle ortadan kalkar. Ve onların ortadan kaybolmasıyla zehir nektara dönüşür, esaret özgürlüğe dönüşür ve cehennem artık cehennem değil, cennettir.


Bu anlarda şunu idrak edersin: Bu beden Budadır, bu yeryüzü ise cennetin nilüferidir.''


Alıntı: Osho, Bilgelik Kitabı, Bölüm 1


Transformation of the Heart by Jana Parkes

125 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page