top of page
  • asu somer

Bedenin Üç Dokusu



Taocu Analiz: Bedenin Üç Dokusu

​Yazan: Paul Grilley / Türkçeye Çeviren: Asu Somer


Bu serinin ilk makalesi “Bedenim nasıl hareket ediyor?” sorusunu soruyordu. Bu soruyu derinlemesine incelemeden önce Taocu kavramlar olan Yin ve Yang’ı gözden geçirdik. Şimdi başlangıçtaki soruya, daha doğrusu Hatha Yoga uygulayıcılarını ilgilendiren “Neden bedenim istediğim şekilde hareket etmiyor?” sorusuna geri döneceğiz.

Bu soruyu yanıtlamak için eklemlerimize bakacağız. Bir eklemi oluşturan pek çok doku vardır: kemik, kas, tendon, ligament, sinoviyal sıvı, kıkırdak, yağ ve bursa adı verilen sıvı kesecikleri. Bizim buradaki amacımız için bunlardan üçünü değerlendirmemiz yeterlidir: kas, bağ doku ve kemik. Bu dokuların her birinin elastik yapıları farklıdır ve her biri yoga pozları ile üzerilerine uygulanan kuvvete farklı cevap verirler. Yogiler, bu dokuların arasındaki farklılıkları hissetmeyi öğrenerek, kendilerini pek çok hayal kırıklığı ve muhtemel incinmelerden koruyabilirler.


Analizimize bu üç dokuyu niteliklerine göre sınıflandırarak başlayacağız. Kas yumuşaktır; aralarında en elastik ve en hareketli olandır. Yani Kas bu üçü arasında en Yang olandır. Kemik serttir; en az elastik, en az bükülebilir ve en hareketsiz olandır. Yani Kemik en Yin olandır. Bağ doku ise bu iki uç nokta arasındadır.


İlginçtir ki bu üç dokuyu nitelik açısından değil de, bulundukları yer açısından incelediğimizde de sonuç aynıdır. Kaslar en dışta, açıkta olandır. Kaslar Yang’dır. Kemikler en içeride, ulaşılması en zor olandır. Kemikler Yin’dir. Bağ dokusu ise kelimenin tam anlamıyla ikisi arasında yer alır.


Neden bu analize kafa yoruyoruz? Çünkü Yang dokular Yang bir şekilde, Yin dokular Yin bir şekilde çalıştırılmalıdır. Yang egzersizin özelliği ritmik ve tekrarlı olmasıdır. Yin egzersizin özelliği uzun süreli durağanlık veya hareketsizliktir. Koşmak, yüzmek, ağırlık çalışması gibi Yang egzersizlere aşinayız. Tüm bu aktiviteler ritmiktir. Koşmak veya yüzmek için kaslarımızı bir kasar bir gevşetiriz. Bir kası kasıp, spazm geçirene kadar öylece tutmak çok verimsiz olurdu. Kası sadece gevşek bir şekilde tutmak da aynı şekilde verimsiz olurdu. Sağlıklı kas, Yang egzersizin sağladığı ritmik kasılma ve gevşemeye ihtiyaç duyar. Ritim çok önemlidir. Aslında “egzersizi vasıfsız çalışmadan ayıran en önemli şey ritimdir” denebilir.


Vasıfsız bir çalışma nadiren insanı “iyi hissettirecek” uygun ritim veya uygun tekrar içerir. Genellikle, bazı hareketlerin çok fazla yapılmasından, bazılarının ise yeteri kadar yapılmamasından oluşan gelişigüzel bir karışımdır. Çabalarımızın sonunda, bizde hoşça ter dökmüş ve gevşemiş olmaktan ziyade ağrılı ve biraz da “tutulup kalma” gibi bir his bırakır. Gün boyunca bedenen çalışmanın kaçınılmaz olduğu kültürlerde insanlar “iş şarkıları” veya sayısız çeşitlilikte “yürüyüş şarkıları” icat etmişlerdir. Bu şarkıların amacı harekete ritim katmaktır. İşçilik hala işçiliktir, ancak böyle ritm ile hareket ederek, şarkı söyleyerek ve nefes alarak yapıldığında çok daha az yıkıcı ve çok daha hoş olur.


Yang egzersizi tarif etmek ve tanımlamak kolaydır. Hepimize tanıdık gelen budur. Oysa, Yin egzersiz kavramsal bir çelişki gibi görünür. Nasıl olur da, bu kadar yavaş ve durağan olan bir şeye “egzersiz” denilebilir? Bu makalelerin amaçlarından biri de egzersiz anlayışımızı daha kapsamlı hale getirmektir. Yang egzersiz tek egzersiz şekli değildir.

Yin egzersizin özelliği sabitlik ve uzun süreli hareketsizliktir. Yin egzersizin de bir ritmi vardır; ancak bu koşmak gibi Yang egzersizlere göre çok daha uzun aralı bir ritimdir. Yin dinginliğine dair genel yanlış kanılardan biri “pasif olması” veya “aktif olmaması” yönündedir. Bu hatalı kanının nedeni kaslarla yapılan yang aktivitelere, kültürel olarak daha meyilli oluşumuzdur. Eğer Yin egzersizde hiçbir şey olmuyor olsaydı, o zaman bu hakikaten kavramsal bir çelişki olurdu. Ancak dokular doğru uygulanan bir Yin egzersizle de etkilenir; özellikle de bağ dokular.


Yin egzersizin en bilinen örneği çekiş kuvvetidir (traksiyon). Birinin bacağı kırıldıysa, incinen bölgeyi ritmik bir şekilde çekmek hiç yararlı olmaz. Ama yavaş, sürekli bir çekme kuvveti sağlıklı bir iyileşme için kesinlikle gereklidir.


Yin’in uzun süreli sabitlik yöntemini görebileceğimiz, daha sık karşılaşılan ve daha az dramatik olan bir örnek de ortodontidir; yani dişlere takılan teller. Dişler, kemiğin içine saplanmış kemiklerdir ve onlar bile “diş teli” dediğimiz bu Yin uygulamaya cevap verirler. Kemik bedenin en Yin dokusudur. Dişlerimizi Yang bir şekilde çalıştıracak olsaydık sonuç bir felaket olurdu.


Spor merkezinde öğrendiklerini dişlerine uygulamaya kalkan bir vücut geliştirmeci hayal edin. Çarpık dişlerini düzeltmek için, dişlerini birçok kez ritmik bir şekilde ileri geri sallamaya karar verseydi, dişlerinin kısa süre sonra dökülmesi kaçınılmaz olurdu. Yang dokular Yang şekilde, Yin dokular Yin şekilde çalıştırılmalıdır.


Bu makaleyi Taocu kavramlar olan Yin ve Yang ile ilgili bir hatırlatma ile bitireceğiz. Bir şeyleri incelerken, onları başka şeyler ile kıyaslarız. Mutlak Yin diye bir şey yoktur. Mutlak Yang diye bir şey yoktur. Siyah ve Beyaz yarım dairelerin sarmal halde döndüğü Tai-Ji sembolünü hatırlayacak olursak; beyaz içindeki siyah noktayı ve siyahın içindeki beyaz noktayı da hatırlamalıyız. Bu bize “Yang ritmiktir ancak Yin değildir” gibi bir dil kullandığımızda aslında bunun mutlak doğru olmadığını hatırlatmaktadır. Yin’in bir ritmi vardır ama Yang’a göre çok daha yavaştır.


Aynı şekilde “Yang hareketlidir ancak Yin değildir” demek de tamamen doğru değildir. Yin’de de faaliyet vardır ama bu farklı bir tiptedir. Konuşurken bu titizlikle hatasız olmak çok meşakkatlidir. Yin/Yang terminolojisinin en büyük faydalarından biri; kendimizi akılda kalıcı şekilde, kısa ve öz ifade ederken, bunun gerçekte hiçbir zaman son söz olmayacağı anlayışıdır. Şiirde olduğu gibi; farklı amaçlara göre daha derin bir analiz gerekebilir.


123 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page